Klasik otomobil merakı, çocukluk yıllarında yolda gördüğü arabalarla başlayan 30 yaşındaki Ahmet Taha Göktaş, farklı işlerde çalışsa da tutkusundan vazgeçmeyip, zaman içinde en eskisi 1957 model 29 araçlık koleksiyona sahip oldu.
Göktaş, Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgesi’nde “Rusty Garage” ismini verdiği hangarda, otomobilleri hem tamir etmeye hem de sergilemeye başladı.
Ahmet Taha Göktaş, klasik arabalara küçük yaşta ilgi duyduğunu, bu durumun eğitim hayatına da yön verdiğini, meslek lisesinde motorlu araçlar teknolojisi, üniversitede ise otomotiv teknolojisi bölümlerinde eğitim aldığını söyledi.
Mezun olduktan sonra otomotiv alanında özel sektörde çalıştığını belirten Göktaş, sonrasında kendi iş yerini açarak, Türkiye’nin farklı illerinden aldığı klasik otomobilleri koleksiyon haline getirdiğini anlattı.
Amerikan, İngiliz ve Alman arabalarının koleksiyonunda yer aldığını, satın aldığı otomobillerin orijinal olmasına dikkat ettiğini dile getiren Göktaş, “Araçlar 1957 modelden başlıyor, 1977 yılına kadar var. Bu araçlarımızın çoğu muayeneli ve trafikte” ifadelerini kullandı.
En pahalısı 120 bin dolar
Klasik araba fiyatlarının ucunun açık olduğunu vurgulayan Göktaş, koleksiyonundaki araçların 600 bin liradan başlayıp, 100-120 bin dolara kadar çıktığını kaydetti.
Hangarında otomobillerin tamirini de yaptığını ifade eden Göktaş, hurda denilecek bir aracı, kaportası, boyası, döşemesi ve mekanik aksamına kadar onardığını söyledi.
Koleksiyonundaki araçları satmasa da para kazandığına değinen Göktaş, katalog, klip, dizi ve film çekimlerinde yönetmenlerin istediği uygun araçları kiraladığını belirtti.
Kraliyet ailesinin kullandığı otomobil de var
Imperial marka 1965 model klasik otomobilini İngiltere’de bir dönem Kraliyet ailesinin kullandığını anlatan Göktaş, bu aracı Ankara’daki bir konsolostan satın aldığını kaydetti.
Modern araçlara göre klasik otomobillerin kendisini daha çok cezbettiğini dile getiren Göktaş, şu ifadeleri kullandı:
“Bunların üzerinden 100 yıl da geçse, uçan arabalar da gelse bu arabalar koleksiyonerlerin veya birilerinin hobisi olarak garajda durmaya devam edecek. Amerikan klasik arabaların bir ruhu olduğuna inanılır. Hatta bununla ilgili birkaç da film çekildi.
Spor arabaya bindiğiniz zaman siz de otomatik olarak değişiyorsunuz. Dört kapı arabaya bindiğiniz zaman yine değişiyorsunuz. Yani her aracın farklı bir havası var. Otomobilleri günlük kullanıyorum çünkü vazgeçemiyorum.”