M.Ö. 49 yılının Ocak ayıydı.
İmparator Jül Sezar Gaul zaferinden sonra ordusunun başında Roma’ya dönüyordu.
Önlerinde Rubicon nehri büyük engeldi.
Risklerle doluydu.
Üstelik o günlerde generallerin orduları ile birlikte nehirlerden geçmeleri yasaktı.
Ama Sezar ne yasak, ne engel, ne risk tanıdı.
Ordusunun başında nehri geçerken tarihe geçen şu sözü söyledi.
“Alea iacta est.”
Latince bu deyim, “ok yaydan çıktı”, “Artık geri dönüş yok” anlamına geliyordu.
Galatasaray Sezar’ın işte bu felsefesiyle şampiyonluğa koşuyor.
Yaydan çıkmış ok gibi hedefe gidiyor.
Ne zorluk tanıyor, ne engel.
Önüne çıkanı yıkıp geçiyor.
Geri dönüşü olmayan bir yol bu.
Bugünkü rakip zorlu Karagümrük’tü.
Sezar’ın önündeki Rubicon nehri gibi ciddi bir engeldi.
Galatasaray bu engeli yıktı, geçti.
Üstelik yenik duruma düşmesine rağmen.
Ligin boyu kısalınca sergilenen futboldan çok alınan skor önemlidir.
Galatasaray son haftalarda hem muhteşem bir futbol sergiliyor, hem de farklı galibiyetler elde ediyordu.
Bugün o futboldan uzaktı.
Ancak Mertens ve Barış Alper gibi işini bilen ustaları vardı.
Mendes’in 34.dakikada attığı gol Rubicon nehrinin soğuk suları gibi şok etkisi yaptı ama ilk yarının son anlarında, Mertens’in şık asistinde Barış Alper’in kafası şampiyonluğun habercisiydi.
Beraberlik Galatasaray’ı kesmedi.
İkinci yarıda eski görünümüne döndü.
Önde bastı, tempo yaptı, kanatları kullandı.
Ok yaydan çıkmıştı.
Dönüşü olmayan yola çıkılmıştı bir kere.
Bu baskılı oyun 70’te gol getirdi. Bu kez Barış Alper’in asistinde Mertens affetmedi: 1-2
83’te Marcao beraberliği sağlasa bile Galatasaray’ın durmaya hiç niyeti yoktu.
Maçın son anlarında oyuna yeni giren Berkan skoru belirledi, Sarı Kırmızılıları şampiyonluğa bir adım daha yaklaştırdı.
Ligin bitimine iki hafta var ve Galatasaray Fenerbahçe’nin 6 puan önünde.
Haftaya Fenerbahçe’den alacağı bir beraberlik bile şampiyon olmasına yetiyor.
Jül Sezar, Tokat yakınlarındaki Zela Muharebesi’ni kazandığında şöyle demişti.
“Geldim, Gördüm, Yendim.”