Suç Ortakları
Hrant Dink’i öldüren tetikçi Ogün Samast tahliye edildi. Onca tutuklu AYM ve AİHM kararlarına rağmen içerdeyken ve hukuk krizi diye tanımlanan bunca tartışma olanca hızıyla devam ederken…
Vicdanı olanlar için çok ağır bir durum.
En ufak insani duyarlılığı kalanlar için çok acı bir gelişme.
Hassasiyeti devam eden bir toplum için çok zor bir kabulleniş.
Adalete hala inananlar için inanılmaz bir çelişki ve derin bir şaşkınlık.
İnancını nicedir zaten yitirenler için kocaman bir umutsuzluk.
O videoyu izlediniz. ‘Aslan oğlum’ diyorlar Ogün Samast’a. Hrant’ı öldürdükten hemen sonra. ‘Şimdi gülümse, güzel bir poz ver’ diyerek arkasına şanlı Bayrağımızı asıyorlar. O 20 saniyelik video bir mekanizmanın belgeseli.
Ahmet Emin Yalman, Abdi İpekçi, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Hrant Dink… Bu cinayetlerin nasıl işlendiğinin kısa filmi o.
Türkiye yakın tarihi insanın içini çürüten yorucu bir tekrarlar geçididir.
Bütün bu olup bitenlere şahitlik etmek insanı kahreder. Ve zaman içinde çaresiz kalınca etkisiz hissedersiniz kendinizi ve gelişmeleri durduramayınca ADETA KATİLLE İŞBİRLİĞİ YAPTIĞINIZI düşünürsünüz. Suçluluk duygusuna kapılırsınız. Siz dahil herkes suç ortağıdır artık. Herkes.
Benzeri bir hikayenin filmini tekrar tekrar izlediğinizi sanırsınız. Sonsuz bir dejavu hissi.
Sadece tarih ve kahramanlar değişmiştir. Fail hep aynıdır. Senaryo ve kurgu da. Marquez romanlarından uyarlanmış filmler izlediğiniz hissine kapılırsınız. Her şey ‘kırmızı pazartesi’ kurgusudur. Herkes her şeyin farkındadır. Son bellidir. Lakin kimse bu kötü sonu engellemek için harekete geçmez.
Dün sabah bu duygular içinde Ahmet Kaya dinledik. O mahur besteyi. Bilirsiniz Atilla İlhan yazmış. Ne zaman? Deniz Gezmiş’in idam kararını öğrendiğinde. Rodrigonun gitar concertosunu dinleyerek… Hissederek. Ağlaşarak. O mahur besteyi dün söyleyen Ahmet Kaya. 16 Kasım’da. Kendisi de linç edilmiş bir sanatçı. Tam da ölüm yıldönümünde. Görüntülerde ise Hrant Dink var. Yerde yatıyor. Ayakkabısının altı delik. Müjganla ben ağlaşıyoruz. Hrant’ın katilinin serbest kaldığı gün. Bu da 3 dakikada bir Türkiye tarihi klibi.